Hayatıma metrobüsün yeniden dahil olmasıyla birlikte Mustafa Kutlu Hikayeleri de tekrar kişisel gündemime girdi. Nasıl mı? Hemen izah edeyim. Metrobüs Akademisi adı altında metrobüste okumaya uygun kitapları ayırıyor, önümüzdeki günlerde yapacağım ve toplamda günde 4 saate tekabül eden yolculuklarıma azıklar hazırlıyordum. İlk aklıma gelen Mustafa Kutlu hikayeleri oldu. Yazı puntoları büyük olduğu için sarsıntılı bir ortamda satır ta...
Uzungöl deyince aklıma, birçoğumuzun olduğu gibi, genelde köy kahvehanelerinin sigara dumanından sararmış bir duvarını ya da yaprak takvimlerin arka planını süsleyen o klasik kare gelirdi. Son zamanlarda sosyal medyada yer alan bir takım olumsuz yorumları ve çekilmiş vahim fotoğrafları görmeme rağmen, bir tarafım daima iyi niyetle ‘yok yahu, o kadar da değildir, biraz da gidenlerin abartısıdır’ diye fısıldıyordu. Bu hislerle 8...
Samsun Bir sonraki durağımız Samsun. Burada iki şey bir araya gelmiş: potansiyel ve pazarlama. Samsun Karadeniz’in coğrafi açıdan en avantajlı şehri. Batısında ve doğusunda iki geniş ovaya sahip: Çarşamba ve Bafra. Bu avantajın yanında mevcut potansiyelini elinden geldiğince iyi pazarlamış, ziyaretçilerinin beğenisine sunmuş görünüyor. Örneğin; henüz il sınırına girdiğimiz andan itibaren her anayolda kuş tabelalarını ve kuşların öze...
Uzun süredir niyet ettiğimiz Karadeniz turuna 3 Ağustos günü Bolu’ya doğru hareket ederek başladık. Öncesinde birkaç plan ve seyahat güzergahı üzerine çalışsak da yola çıktıktan sonra bu tasarıların boşa düşebileceğini sezerek, doğaçlama bir güzergâh izledik. Bolu Mengen Çiftliği Gezimizin ilk durağı Bolu Mengen’de bulunan, çam ağaçlarından müteşekkil küçük bir korunun içerisine kurulmuş ve masaların birbirinden oldukça uzak konuşl...
Beni çok severdi Mahir. Geçen yazdan bu yana yanımdan ayırmadım onu. E büyüyor, yaşı 17 oldu, deli çağları bu çağlar bilirim. Biz de geçtik o günlerden. Hep gözüm üstündeydi. Açıkçası biliyor musunuz memur bey, hep de kınardım mahalledeki çocukları. Bu işi yapanları duyunca, bela okumadan geçmezdim. Şimdi bizim başımıza… Neden yaptı bunu bize? Neden yapmıştır, yani ne olabilir vallahi bilmiyorum. Engelli çocuğum var, karım hasta. ...
Öykücü, o gün evin mutfak ihtiyaçlarını gidermek üzere semt pazarının yolunu tutmuştu. Pazarı boydan boya iki kez turladıktan sonra iki eli de yeni bir şeye müsaade etmeyecek derecede dolmuştu. Ramazan ayı olması ve akşam ezanına dakikalar kalması sebebiyle açlık ve susuzluk etkisini iyiden iyiye göstermeye başlamıştı. Eve doğru döndüğü yolda gözü gayri ihtiyari yaşlı bir adama takıldı. Adamın alışılmışın dışında bir görüntüsü vardı....
Yollar ve mesafelerle imtihanım sürüyor. Her gün en az iki saatim yolda geçiyor. İstanbul içinde iki uç denebilecek ilçe arasında her gün gidip geliyorum, araya giren köprü de cabası. Sakın bu durumdan şikâyetçi olduğum anlamı çıkmasın, en nihayetinde kendi tercihim ama vaka da bundan ibaret. Yolda geçen zamanı değerlendirmek amacıyla ilk yolculuğumdan itibaren birçok şey denedim. Müzik ve radyo dinledim, nefes egzersizleri yaptım, d...
İlköğretimin bittiği ve lisenin başlayacağı yaz ayının gönlümüzce geçirdiğimiz son tatil olduğunu nereden bilebilirdik. Babam, kardeşimle beni birkaç kez sanayiye çırak vermekten söz etse de bir daha bu konuyu açmadı. Okul döneminde ders çalışmamız için üretilmiş bir tehdit olarak kişisel tarihimizde yerini aldı. Biz de kardeşimle bu durumu fırsat bildik tabii. sabahtan akşama kadar sokaktayız. Aşağı mahalle senin, yukarı mahalle ben...
Telsizin susmadığı, ihbarların yağmur gibi yağdığı akşamlardan biriydi. Kâh aile içi bir kavganın arasında kalmışlar, kâh parkta alkol alıp çevreye rahatsızlık veren şahısları bu kabahatlerinden men etmişler, kah bir torbacıyı satış yapmak üzereyken suçüstü vaziyette yakalamışlardı. Bu koşuşturmacanın arasında saatin nasıl 4 olduğunu anlayamamışlardı. İnsan ancak durduğu zaman ne kadar yorulduğunu anlar. Ekibin, yılları birer ...
Mehmet Ali Başaran’ın ‘Ceza Hikayeleri’ isimli kitabı geçtiğimiz Ekim ayında Pınar Yayınları vasıtasıyla okurla buluştu. Kendi başından geçen ve alanda çalışan hukukçuların şahit oldukları hikayeleri anlatan Mehmet Ali Başaran’ın bu kitabında, benzerlerinden farklı olarak edebi yönünün ağır bastığı görülüyor. Kitabın tamamı gerçek ve yaşanmış hayat hikayelerinden oluşuyor. Yayın dünyasında çeşitli meslek gruplarının (Avukat, Psikolog...
Gün kepenklerini indirmek için son hazırlıklarını yapıyor. Okuma, yazma ve yolda olmak üzerine bir sesli düşünme ile kapanışı yapalım. Okuma ve yazma eylemi hiç şüphesiz bir sebat eşiğini talibinin önüne ön şart olarak koyuyor. Bu eşik aşılmadan; uykuları kaçıran, okuyucuya meselelere bambaşka bakan gözler bağışlayan, kendi gerçeğini görebileceği bir ayna olan kitaplar kendilerini açmıyor. Bu eşik aşılmadıkça okumak sıkıcı, zevksiz ...
Yazarın Odası, 2009 yılında Timaş Yayınlarından Öznur Ayman çevirisi ve Orhan Pamuk önsözüyle, okurların beğenisine sunulmuş bir söyleşi kitabı. Kitapta ‘The Paris Rewiev’ kapsamında söyleşi yapılan Hemingway, Eliot, Rebacca West, William Faulkner, Graham Greene, Capote, Stephen King veMarquezgibi isimlere yer verilmiş. Söyleşilerin sonunda, yazı konusunda sabır ve sebat imtihanını başarıyla vermiş tecrübeli yazarların çalışma biçim...
Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır. Saat gece yarısını biraz geçiyor. Bir sonbahar gecesi, insanı diri kalmaya sevk eden bir serinlik. Etraf sakin. Her şey yerli yerinde, olması gerektiği gibi… Bugün bilgisayarımda ‘Yarım Kalan İşler’ klasörüne rast geldim. Dosyanın oluşturulma tarihi neredeyse 2 yıl öncesini işaret ediyordu. Hangi saikle oluşturduğumu da çok iyi hatırlıyorum. Başladığım ama bir türlü sonunu getiremediğim yaz...